“Mekan benim kıyafetim gibi. Merdivenlerin eskiyen yanlarını bilirim. İnsan neye bakarsa orası kıymetli oluyor. Yara da öyle, nereye gelirse orası kıymetli. Şifa. Metruk dil. Yabancılık… Kesik bir dil türetti modern hayat. Dilimiz yaraymışcasına eksiltili sözcükler. Islıklar körleşti. Hatırlamak namümkün! Hepinizin öksürüşünü biliyorum. Ses dalgalarınız ciğerinizi ele veriyor.Beton sevmeyin, mezarda bile! Çünkü yılan ve haşere için engel yok, korkmayın. Ölüm. Herkese eşit. Sabır yok kimsede!”
Kapağı güzel tüm kitaplar; dilini anlamadığımız şarkılar. Kör Islık gibi yakarlar hoşluğuyla fakat kendini açmaz. Bir kitap, kapağında çakı ve tarak. Tüm bunlar ne anlatır okura. Beni yakalayan da o oldu. En meraklı halimden. Öykü tutkunları için yeni bir serüven Kör Islık. Tefrika Yayınları’ndan beğenilere sunuldu. Eyüp Tosun’un ilk göz ağrısı, parmak yarası, iç çekişi…
“İnsan, ölüme ne kadar güzel yürürse ölüm kendisini o kadar güzel gösterir. Ölümden korkmak değil de ölümü hiç istememek felaket!”
Eyüp Tosun’un kaleminden yeni çıkan Kör Islık, 10 şahane öyküyle okuru karşılamakta. Karşılamak yanlış bir kelime olmayacak. Çünkü öyküler bir ev sahibi hoşluğuyla bir anda öykü severleri içine alıyor. Birçok mekanı konu alan detaylar konuşma metinleri ile daha da zenginleştirilmiş. Yazar ‘Metruk Şifa’ öyküsüyle de farklılığıyla okura bir sürpriz tattırır. Zamansal kavramların en güzeli tabii ki doksanlar diyerek bir övgü kandili de buradan yakmak gerekir. Akıcı dili kısa son sayfaya çarçabuk ulaştırıcı nitelikte. Betimlemelerin çok sıklıkla kullanılmadığı öykülerde konuşma metinleri ile anlatılmak dilenene vardırır.
“Yere düşen bozuk para gibiyim,’dedi. İnsanın da yuvarlanıp yuvarlanıp düşeceği bir yağmur mazgalı olmalı.”
Kör Islık’ın yazarı Eyüp Tosun 1987 Ankara Mamak’ta dünyaya geldi. Mamak Niğbolu Lisesi ve Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu. Rampalı Çarşı’da başladığı editörlüğe devam etmekte. Bu kitap dışında öykü ve yazılarına Öykülem, Mavi-Yeşil, Habis, Somplaka, Notos, Sranıç ve Artistik Bellek dergilerinden ulaşabilirsiniz. Okumak için sunulan birçok satır barındıran kitap ilk olarak anneye yapılan;
“Kızma kitap almadım bu sefer…”
Açıklamasıyla başlar. Çünkü dünya ilk annelerin gönlünü etmelidir. Oysa hiç böyle olmaz. Her anneyi en az bir kez ağlatır. Ama bu olayında en güzel yanı ise ağlarken de en güzel anne izletir kendini. İzlenir. Sayfa biter. Kitap sonlanır. Ve Ertaş diliyle dünya;
“İrengi gözümde solan dünya.”
Tefrika yayınlarının beklemenin de varmak olduğunu dediği; Kör Islık yolun açık olsun. Çok okurun olmasın. Popülerlik de çirkin. Sesin okuyunca duyanların içinde yankılanması dileğiyle. Bu ilk göz ağrı eser tüm Mekan Ajandası takipçilerine öykü kıymetiyle tavsiye olunur efendim. İyi okumalar…