28 Kasım 1881’de Viyana’da hayata gözlerini açan Zweig, babasının elit çevresi dolayısıyla hep kültürel faaliyetlerin içinde bulunmuştur. Küçük yaşlardan itibaren dil, edebiyat ve kültür dersleri almıştır. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrenmiştir. Hayatının ilerideki zamanlarında da çeviri faaliyetlerinde bulunmuştur.
Hayatının ilk yıllarında içinde bulunduğu bu kültürel ortamdan fazlasıyla etkilenip kendini sanata, edebiyata adamıştır. Bildiğimiz öykülerinin yanı sıra, biyografiler, oyunlar yazmıştır ve gazetecilikle de ilgilenmiştir.
Benim Zweig ile ilk tanışmam Ahmet Cemal’in tercümesiyle bize kazandırılan Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’yla oldu. Diğer kitaplarını da sırasıyla okudum. Satranç, Amok Koşucusu, Yakıcı Sır ve diğerleri…
Aşağıda listelemiş olduğum alıntıların her biri benim okuduğum sırayla sıralanmış olup, İyi bir Zweig okuru olarak altını çizdiğim, en sevdiğim cümlelerdir.
1) “Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?”
Stefan Zweig, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
2) “Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.”
Stefan Zweig, Satranç
3) “Gülen, sohbet eden binlerce insanın içinde ben kendi içimdeki o kayıp insanı arıyordum.”
Stefan Zweig, Olağanüstü Bir Gece
4) “Gitmek! Gitmek! Gitmek! Bu kentten gitmek, kendimden uzaklaşmak, eve, ait olduğum insanlara, kendi eski yaşantıma dönmek!”
Stefan Zweig, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
5) “Bir sözcük, çarpan kalbinde bütün dünyanın alevlendiği o sonsuz ateşi söndürebilir mi?”
Stefan Zweig, Korku
6) “Cehennem diye bir şey varsa da korkmuyorum, çünkü sabahtan akşama kadar geçirdiğim saatlerden daha kötüsü olamaz.”
Stefan Zweig, Amok Koşucusu
7) “Bütün büyük kalp olaylarında görülen sevgi öncesi heyecan, düş kırıklıklarının ve yapayalnız olanın karanlık, derin çukurudur.”
Stefan Zweig, Yakıcı Sır
8) “Gülmek, duygunun mutlu ve özgür bir biçimde dışa vurumudur.”
Stefan Zweig, Ay Işığı Sokağı
9) ”Burada, barışın içinden karşı tarafa, savaşa baktığında anlamsızlığı görmüyor musun?”
Stefan Zweig, Mecburiyet
10) “Ne yapacağını bulamıyordu; içinde her şey susmuş, yüreğinin anlamlı müziği, anahtarı kaybolmuş müzikli saat gibi ölmüştü.”
Stefan Zweig, Bir Çöküşün Hikayesi