Sınıf Çatışması Film Sektöründe Neden Popüler Oldu?

Sınıf Çatışması Film Sektöründe Neden Popüler Oldu?

Sınıf Çatışması Film Sektöründe Neden Popüler Oldu?

Sınıf Çatışması sinema sektöründe bugünün konusu değil elbet. IMDB’de bu konuyla ilgili şu listenin linkini buraya bırakayım (link). Ancak bugünlerde dünyanın en sömürücü, en emperyalist ve en kapitalist ekonomisine sahip Amerika’da ne hikmetse bu konu çok revaçta. Netflix, bu günlerde SSCB komiserliği gibi davranıyor ve ardı ardına sınıf çatışmasını gündeme getiren işler yayınlıyor.

Son zamanlarda ya içimde bir bolşevik uyanış gerçekleşiyor, ya da Hulu olsun, Netflix olsun ısrar ve inatla sınıf çatışması üzerine giden işleri peş peşe karşıma çıkartıyor.

Hangi yapımlar bu sınıfsal mücadeleyi ele alıyor?

Önce her şey rüzgarı dizginleyen çocuk filmini izlemem ile başladı. Political correctness olduğunu düşündüğüm, Afrika’da yaşananlara dikkat çekmek isteyen bir iş olarak gördüm. Şaşırdım ve hatta üzerine bir övgü yazısı da yazdım.

The Platform – Netflix

Sonra Platform’u izledim. Sembolizasyon ve teknik açısından çok beğendim, ancak sınıfsal çatışmanın seçtiği yol üzerinden bazı eleştiriler yaptım kendi içimde. Örneğin, alt sınıfların en üstteki yemek hazırlayan sınıfa mesaj göndererek bu işleri çözüme ulaştırabileceklerini düşünmeleri tam bir hezeyandı. Hele ki don kişot kitabı ile birleşince hezeyan iyice arttı. En sonunda da romantik romantik yukarıya çocuk göndermeleri beni iyice zıvanadan çıkarttı diyebilirim. Öyle bir dünya yok. Sınıf çatışması yine en tepedekilerin vicdanına seslenerek çözülebilecek gibi garip bir algı yaratılıyor.

Ne yazık ki, hiçbir sınıfsal mücadele bu kadar romantik olmamıştır (Bana gandhi demeyin lütfen). Ama Platformu incelemeyi başkalarına bırakıyorum o yüzden bu sözü burada bitiriyorum.

Parasite

Diğer yandan bir Parasite gerçeği var. Sınıfsal mücadeleyi konu olan, Amerikan kültürünün tüm yozluğunu alıp daha da yoz hale getirmeyi başarmış asya süper ekonomisi Güney Kore’nin son bombası. O kadar beğenildi ki, hemen Akademi bir oscar ile bu işi taçlandırdı. Hulu Tv’de haklarını satın alıp doğruca stream’e koydu kendisini.

Peki ya Netflix? sınıf çatışması işini platform ile bırakacak değil ya.. Hemen Parasite’te çok iyi iş çıkartan Bong Joon-ho’ya koşup, 2013‘te yine sınıf çatışması işlediği Snowpiercer işini alıyor ve dizi olarak uyarlamaya başlıyor.

Snowpiercer de tam olarak Sınıf Çatışması işlediğini böyle göze sokar gibi belli eden bir yapım. Bir tren var, post apocalyptic buzul çağı ortamı. Sadece bu tren hayatta ve yoluna hiç durmadan devam ediyor. Kuyruktakiler en sefil, ilk vagonda olanlar ise şatafat içerisinde. Trenin sahibi de (spoiler vermeyelim) bu ekosistemi korumaya and içmiş. Kimse de dönüp demiyor ki, dünyada bir biz kalmışız, artık ne para var, ne toprak var ne bir şey. Aristokrasi ve Burjuvazi temel dayanaklarından yoksun. Nasıl sınıf çatışması olabilir ki böyle bir survival ortamda ?

Snowpiercer – Netflix

Peki Neden Sınıf Çatışması ?

Bu konuda Covid-19 süreci sonrası yeni dünya hazırlığı gibi teoriler mevcut. Ben belki çok daha sığ bir açıdan bakmayı sağlıklı buluyorum. Cumhuriyetçilere karşı Demokratların zaferini isteyen bir birikim var. Küreselcilerin işine daha çok yarayan bir anti-ulusalcı akım pompalanıyor.

Netflix’in sevdiğim yapımlarından olan Vatanseverliğe Giriş 101’de neredeyse Anti-Trump’ın dibine vuruluyor ve seçimler için doğrudan yol gösterme yapılıyor.

Bir diğer yandan Epstein belgeseline de bakarsanız, Cumhuriyetçiler ahlaki açıdan yerden yere vuruluyor. (keşke demokratların Pizzagate’ine dair de bir belgesel görebilsek)

Diğer yandan orta direk ve alt sınıf insanların daha çok olmasından mütevellit, paranın bu insanların gazını almaktan geleceğini de düşünmeleri pek tabi mümkün.

Exit mobile version