Gittiğimiz yerlerden keyif almak isteriz ve bize bir şeyler anlatsın, ruhumuza dokunsun isteriz peki bunlar için bir araştırma içerisine girer miyiz? Herhangi bir müzeye bile girsek sadece görüntülere veya heykellere bakarız fakat genel olarak hiçbir açıklamalarını okumayız. Bozcaada bir nevi bize bunu anlatmak istiyor olabilir.
Bozcaada’yı gördüğünüz an tarihini ister istemez kulaklarınızda duyacak gibi olabilirsiniz. O temiz havayı içinize çektiğinizde belki de tüylerinizi ürpertebilir. Kalenin sizi salınarak karşılaması sizleri mest edebilir. Aşık olmak istiyor isek işte o sırada sokaklara dokunarak gezmek ve gün batımını görmemiz yeterli. Belki de hiç vazgeçemeyeceğiniz anlar yaşayabilir ve ayaklarınız sürekli Bozcaada’ya sürüklenebilir. Aslında Bozcaada’yı minik bir cümleyle anlatsak, ana karaya yakınlığı yüzünden savaşlara hep açık halde olduğunu düşünün ve ne çok yıpranışlar ve ne çok savaşa belki de ev sahipliği yapmış. Bu zamana kadar ada sakinleri tarafından özenle korunuyor ve ada sakinlerinin naifliği ve güler yüzlerini gördüğünüzde sizde sahip çıkmak isteyeceksiniz. Düşünün belki de yaşadığınız şehirlerde çöplerinizi yere atıyor olabilirsiniz ama burada bunu yapmaktan utanacaksınız belki de. Hem ada sakinleri izin vermeyecek hem de siz yapmak istemeyeceksiniz bile. Ülkemizin incilerinden bir tanesini duygularınız zaten izin vermiyor olacak. Kaldığınız herhangi bir butik otelin bile bir tarihinin olduğunu unutmayın. 1800’lü yıllardan kalma bir Rum ilkokulunda kaldığınızı düşünün ve daha sonraki yıllarda Türk ilkokuluna çevrilerek nesillerime güzelce eğitim verilmiş. Bahçesine girdiğiniz an çocuk sesleri kulaklarınız da çınlayacak. Dış cephesinde ufak tefek yenilenmeler olsa da iç mekanı sizi büyülemeye yetecektir.
Gün batımına diyecek yok zaten. Bir şişe ada şarabınız kesinlikle yanınızda olsun hatta bir şişe ile kalmayabilirsiniz manzaranın karşısında yaşadığınız hayata şükredeceksiniz. Mesela ben manzarayı ilk rüzgar güllerinin ilerisinde bir kulübe var merakımdan gidip görmüştüm ve asla gözümün önünden gitmez manzara ve orayı belki de terk etmek istemeyeceksiniz. Güneş sizlere selamını verip gittikten sonra orada kalmaya devam edeceksiniz. Hem doğanın sesi hem de eşiniz veya arkadaşlarınız ile olan sohbet sizi göndermeyecek.
Adalar için çok pahalı diyenlere birkaç hediye alın bence bu söylemlerinden utanmalılar. Bir ada bu kadar uygun olup bu kadar mutlu nasıl eder işte görünüz. Tatil beldesi olarak geçmesine rağmen ucuzluğuyla cebinizi de mutlu edecek. Hem gözünüze bayram ettirip hem duygularınızı canlandırıp hem de cebinizi sevindiren kaç tane tatil yeri olabilir ki? Abartılı sipariş verdiğiniz her meyhane, her restaurant, her cafe zaten cebinize ihanet edecektir bunu asla unutmayın.
En son önerim ise mümkünse Şile bezi ile yapılmış birçok elbise ve çanta hatta vintage ürünleri buradan alın çünkü Ada dışarısında ki her yerde en az yirmi en fazla yüz lira oynuyor bilginize. Belki hiç gitmeyi düşünmediniz ama yaz ve yaz sonuna doğru rotanızı bir Bozcaada’ya çevirin derim.