Geçen gün hayretle fark ettim ki, beni manevi evlatları ilan edip, bir köşeye uyumam için şilte sermelerine ramak kalmasına rağmen...
Konuklarını “Zevten dört köşe yapmak” için yola çıkan, kapılarını Kuruçeşme’deki Les Ottomans Hotel’in içinde, eski Q Jazz Bar’ın yerinde açan...
Bütün çemkirmelerimi bitirdiğime göre, son zamanlarda gittiğim mükemmel yerlere geçebilirim ki, bunların başta geleni elbette Mikla’ydı. Açıldığından gidip yemek yemek...
Cihangir cafelerinden söz açılmışken, semtin yeni incisinden bahsetmemek olmaz. Smyrna’nın garsonlarını peşinden sürükleyince, organik yemeklere göz kırpınca, güzel bir bahçe...
Ne zamandır şöyle açık havada, keyifle kahvaltı yapabileceğim bir yer arıyordum. Hem yeşillikler içinde, doğayla içiçe, hem lezzetli, bir kahvaltıyı...