Mekan Ajandası’yla kısa bir Yalova turuna var mısın? Takıl peşime bugün de objektifimden yakaladıklarımla birlikte Termal‘i gezelim.
Termal, Yalova’ya 12 km uzaklıkta bir ilçe. Termal olduğu için termal denmiyor yani cidden ilçenin ismi öyle. İstanbul’daysanız deniz otobüsüyle çok kolay ulaşabileceğiniz, günübirlik gezebileceğiniz harika yerlerden biri. Deniz otobüsünden indikten sonra minibüsle gidiyorsunuz.
Minibüsten indiyseniz başlayalım gezmeye 🙂 Termal’in çok özel bir havası var. Atatürk burası için “Termal geleceğin su şehri olacaktır.” demiş, cidden öyle de olmuş. İnanılmaz turist çeken bir yer. Suyu, havası, doğası çok rahatlatıcı.
Termal’de bulunan Atatürk Arboretum‘unda 7000’den fazla bitki türü var. Kokusunu içine çekmeye doyamayacağınız bir yer burası. İstanbul’un havasından sonra biraz çarpabilir, hele hamam sonrası baş dönmesi, mide bulantısı gibi etkiler gösterebilir 🙂
Gidebileceğiniz büyük oteller olduğu gibi onun dışında pansiyonlar, kiralık evler de var. Gitmişken hamama girmeden gelmenizi asla önermem, güzel bir kese köpük, sonrasında masaj tavsiyemdir 🙂 Otellerin içinde de spa merkezleri, kaplıca havuzları var. Bizim gittiğimiz otelin teras havuzu da vardı, yağmur yağarken sıcacık termal suyunda yüzmek çok eğlenceli oldu 🙂 Karda da çok talep oluyormuş, bu sene kar görürsek ilk iş teras havuza gitmek olacak.
Tabi ki bu suyun faydaları saymakla bitmez. Roma ve Bizans döneminden beri Yalova kaplıcaları insanların türlü hastalıklarına şifa olmuş.
Ayrıca göz suyu, mide suyu, memba, astım buharı gibi özel yerler var. Onlar da tedavi amaçlı kullanılıyor.
5-6 sene önce de Yalova’ya gelmiştik ailemle. Nasıl bunalmıştım, Avm’ye gidicem diye tutturmuştum :))) Yeşile, temiz havaya alerjim vardı resmen, şimdi ne olduysa tam aksine çok seviyorum. Köy kavramım da eşim sayesinde oldu, onun deyimiyle alışıyormuşum, benim deyimimle de yaşlanıyorum bence :)) En azından artık metrobüs kuyruğunda beklemektense traktör arkasında sollamayı beklemeyi tercih ederim.
Termal’de beni kalbimden vuran şeylerden biri de Atatürk Köşkü‘ydü. Zaten müzelere, köşklere dayanamıyorum, benim için harika bir fırsat oldu. Öyle güzel ki, keşke fotoğraf çekebilseydim dedim sizlere gösterebilmek için.
Köşkte her oda öyle güzel döşenmiş ki. Perdeler, duvar kağıtları, mobilyalar hepsine hayran hayran baktım. Özellikle manevi kızlarının odalarındaki mint yeşili mobilyaları görürseniz aklınıza ben geleyim, çok ilham aldım çook :))
Üstteki fotoğraf herhangi bir Arap ülkesinden ya da Maldivler’den kalma falan değil 🙂 Özellikle Arap turistler istila etmiş burayı, hal böyle olunca tabelalar da dil değiştirmiş. Burası meşhur bir Arap yemeği olan Falafel yapıyor. Yalnızca burada değil birçok dükkanda Arapça tabelalar var. Üzerine yorum yapmak istemediğim, beni üzüntüye uğratan bir durum.
Termal küçük bir yer olsa da gezilecek çok yeri var. Şelaleleri görmeye zamanımız yetmedi.
Bu gördüğünüz alanda da köylü satıcılar var. Tarhana, ceviz, kestane, nane, bal gibi organik ürünler satılıyor. Şu renkli sandalyeleri olan teyze harika mantı yapıyor ve çoook cana yakınlar, gidince mutlaka yemenizi tavsiye ederim.
Yalova Termal gezimizden notlar şimdilik bu kadar, benimle tekrar gezdiğiniz için teşekkür ederim 🙂 Bir başka gezi yazımda tekrar buluşmak üzere…