Beni tanıyanlar iyi bilir. Abant demek benim için en güzel tatil demektir. Kar yağarken mis gibi havuza girmek, camın ardından o muhteşem manzarayı izlemek ve tabi ki karda yürümek demektir.
Abant oldukça soğuktur. Özellikle kar yağdıktan hemen sonra. Göl buz tutar ama manzaranın tadına doyum olmaz. Göl kenarında restoranda oturup odun ateşinin çıtır çıtır sesi eşliğinde manzaraya karşı Türk kahvenizi yudumlamak inanılmaz keyif vericidir. Benim için yaz tatili olmasa da olur ama kış tatili vazgeçilmezimdir. Bedenen kendimi daha dinç hissettiğim ve kar manzarasına bayıldığım doğrudur.
Büyük Abant Otel’de konaklıyoruz gittiğimizde. Hem odaları rahat hem de yemekler oldukça lezzetli. Abant’ın en eski otellerinin başında geliyor ancak burada güler yüz ve tabi ki hizmet oldukça iyi. Abant Gölüne en yakın otel olma özelliğini taşıyor. Genellikle bayram ya da yeni yıl gibi özel dönemlerde hatta kışın hafta sonlarında otelde yer bulmak oldukça zor.
Ankara’dan ortalama 3 saat süren ve yoğun kar yağışı altında geldiğimiz Abant’ta Cuma ve Cumartesi gecesi konaklayıp Ankara’ya geri dönüyoruz. Bu 2 gün bile bize inanılmaz iyi geliyor. Çünkü doğa ile bütünleşen insanlar sakinleşir ve stres atar. Ama bunun için soğuk ve kar yağışına aldırış etmemelisiniz. Pek çok insan soğuktan hoşlanmaz ancak Abant’ın havası da güzeldir soğuğu da!
Hatta hava çok soğuk değilse göl çevresinde yürüyüşler yapabilir, kartopu oynayabilir, kayabilir ve fotoğraf çekebilirsiniz. Bu 3 günden geriye kalan en güzel kareler size bütün kış yeter emin olun! Yaşadığınız anın keyfini çıkarın ve kesinlikle kış için bir Abant planı yapın!