Güneş Doğmadan - Haşim Erdem
Güneş Doğmadan - Haşim Erdem

Güneş Doğmadan – Kitap Analizi

”Bazen hayatın kurgusunda kaybolmanın yol bulmak olduğunu sanıyor insan; tam tersi de olabiliyor. Yol bulduğunuzu sandığınızda hayat size başka sürprizler hazırlamış oluyor.”

Afganistan çoğumuzun haritada yerini dahi bulmakta zorlandığımız bir ülke olmasının yanı sıra Taliban yönetimi ve ABD’deki 11 Eylül saldırısından sorumlu tutulan Usame Bin Ladin ismiyle gündemde uzun süre yer edinmişti hatırlarsanız. Güneş Doğmadan kitabında Haşim Erdem bize 1963-1982 dönemlerindeki Afganistan’ı ve 1982 yılından sonraki Türkiye ve Afganistan günlerini anlatmakta.

Afganistan’ın kuzeyinde, Faryab vilayetinin ve de Meymene ilçesinin merkezi olan Meymene’de başlayan hayat hikayesi ülkemizde devam etmektedir Haşim Erdem’in. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Afgan asıllı Türk doktor Haşim Erdem, dünyanın dört bir tarafından gelen yabancı uyruklu hastaları hem tedavi ediyor, hem de onlara tercümanlık yapıyor günümüzde.

Gelelim Güneş Doğmadan kitabına, kitap Çocukluk, Gençlik ve Türkiye olmak üzere 3 ana bölümden oluşmakta. Sayfalar ilerledikçe yazarın hayatını onunla birlikte yaşıyorsunuz adeta.

Ziynet adlı kız kardeşinin ”Doktor olacaksın değil mi ağabey?” sorusunu kitapta sık sık okuyoruz ve her okuyuşumuzda içimiz biraz daha dağlanıyor desem yeridir.

Haşim Erdem’in hayatı gerçekten mucizelerle dolu. Afganistan’ın işgal edildiği yıllara denk geliyor gençlik dönemi ve ailesi ülkeyi geride bırakmak zorunda kalıyor. O dönemde Haşim Erdem tıp eğitimi için üniversitede ve ailesinden kilometrelerce uzaktadır. Onun da başına gelmedik kalmıyor. İşgalcilere karşı gizli yürütülen çalışmalara katılıyor, esir düşüyor, hapsediliyor, sorgulanıyor, işkencelere maruz kalıyor, vuruluyor, hapisten kaçıyor ve ormanda aç biilaç günlerce yaralı bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyor ve her defasında Ziynet kız kardeşinin ”Doktor olacaksın değil mi ağabey?” sözleriyle hayata tutunuyor.

Zorlu süreçleri her defasında Allah’ın izniyle atlatıyor ve bir gün yolu dönemin cumhurbaşkanı Kenan Evren ile kesişiyor. Tabi tanıştığı yer, zaman ve o zamanki hali pek iyi değildir Haşim Erdem’in. Kenan Evren’in davetiyle ülkemize geliyor ve ülkemizde de başlarda çeşitli sıkıntılar, zorluklar, hayatta kalış için mücadeleler veriyor. Yarım kalan tıp eğitimini Türkiye’de tamamlıyor, evleniyor ve güzel bir yuva kuruyor. Evlilik süreci de okunmaya değer. İlerleyen bölümler hakkında daha fazla bilgi vermek isterdim ancak Güneş Doğmadan’ı henüz okumamış ya da okuyacak olanlara haksızlık etmek istemediğimden burada bırakıyorum inceleme yazımı.

Uzun lafın kısası Güneş Doğmadan harika bir kitap. Okuduğumuz ya da okuyacağınız bu kitap tamamen gerçek ve yaşanmış bir hayat hikayesi. Kaçırmayın.