Interrail bütçe yönetimi, Interrail‘de dananın kuyruğunun koptuğu noktadır. Şu ana kadar yazdığımız yazılar arasında belki de en önemlisi olarak gördüğümüz Interrail bütçe yönetimi, Interrail boyunca tüm seyahatinize şekil veren en önemli konudur. Ne kadar paran vardan ziyade elinde olan parayı nasıl iyi değerlendirecğine değinecek ve sana ufak tefek Interrail bütçe yönetimi taktikleri vereceğiz.
Interrail bütçe taktiklerini bir bir sıralamaya başlamadan önce, bütçe yönetimini, Interrail öncesi yapılan harcamalar ve Interrail sırasında yapılan harcamalar olmak üzere 2 ayrı parçaya ayıracağız. Bunlara Interrail bileti hariç olacak, o ayrı bir masraf çünkü ve güncel Interrail bilet fiyatlarına buradan bakabilirsin.
Yapılması gerekenler ve biz ne yaptıklara sık sık değineceğiz; ara ara vereceğimiz linklere de ayrıca tekrar göz atmanı rica edeceğiz ki Interrail bütçe yönetimini kavrayabilesin. Asla ve asla bu yazı boyunca sana Interrail’e 5 bin lira lazım, yok abi 10 bin lira lazım falan demeyeceğiz. Kaldı ki, ben bir aylık Interrail‘imi sadece 600€ ile gerçekleştirdim. Harcamalar kişiye göre değişir, hadi yavaştan başlayalım detaylara.
Interrail öncesi yapılan harcamalar
1. Pasaport ve Vize Masrafları
Yeşil pasaportun varsa burayı okuma, senden tiksiniyoruz. Yoksa, bizdensin gel buyur. Bugünkü indekslere göre sadece Interrail yapmak için bir pasaport almak istiyorsan ki muhtemelen 6 aylık bir pasaport alacaksın, bunun ücreti şu an 105.80 Lira. Buna bir de pasaport cüzdan bedeli ekleniyor o da 82.50 Lira.
Vize için çok büyük ihtimalle İtalya Konsolosluğu’na başvuracaksın, yani IDATA‘ya. Buraya yapacağın başvuru için de vize ücreti 60€‘dur. Bir de IDATA servis ücreti almaktadır, bu ücret sık sık değişse de ortalama 10-20€ arasındadır.
2. Zorunlu Seyahat Sigortası
Vizeye başvuruda bulunabilmen için mutlaka almak zorunda olduğun bir seyahat sigortası. Bunun da ücreti alacağın sigorta acentesine göre değişiyor ancak bunun da fiyatları 25-35€ arasında değişiyor. AXA ve Anadolu Sigorta bu kısımda önerebileceğim iki sigorta şirketi. 5-6 defadır sigortamı bunlardan yaptırıyorum.
3. Türkiye’den kurtuluş masrafları
Türkiye’den kurtulmak ve Avrupa‘ya adım atmak için çıkış sırasında yapacağın bazı masraflar var. Türkiye’den trenle çıkmak Interrail için bir dezavantaj olmaya başladı bu yüzden genellikle ilk çıkış uçakla Roma‘ya oluyor. Bunun için de bir uçak parası vereceksin, bu da en ucuz Pegasus, 49,99€’dan başlayan fiyatlar. Ayrıca hava alanında devletimiz bir kez daha yurt dışı çıkış haracı adı altında 15 Lira geçirecek, geçmiş olsun.
4. Interrail Ekipman Ücretleri
Ekipman ücretlerini günümüz şartlarında tamamen bedavaya getirme şansın var, öncelikle bunu öneriyoruz. Tanıdıklarından ya da Interrail Türkiye Yardım Dükkanı‘ndan bu malzemeleri edinebilirsin. Eğer denk getiremiyorsan, bugün iyi bir sırt çantası ortalama 30€ ile 200€ arasında değişiyor. Sırt çantası için Decathlon’u önerebilirim. İzmir’de ise Kemeraltı’nda, çantacılar sokağına bir göz atın derim.
Çanta haricinde; çadır almanı tavsiye etmiyorum. Sırtına inanılmaz ağırlık, gereksiz bir yük. İlla kamp atacaksan da kamp alanlarında kiralayabilirsin bunu, taşımaya değmez. Tulum mutlaka almalısın, ben senelerdir Koçtaş’tan 15 Liraya aldığım tulumu kullanıyorum bana mısın demedi. Bu tarz basit bir tulum ve özverili kullanım işini uzun yıllar görecektir. Mat için de oldukça basit bir şey al, alt tarafı altına serip üzerine yatacaksın; bu da 10 liraya bulunur rahatlıkla.
Tüm bunlar haricinde Interrail İhtiyaç Listesi’nden de yanına alacağın bir çok malzeme olacak. Bunların bir kısmını satın alacaksın ya da şanslıysan hepsine çoktan sahipsin, direk çantaya atacaksın. Tüm bunlar sana kalmış.
Benim Interrail ekipman ücretim hiç olmadı. Ailemden kalan 85 Litrelik Sırt Çantam (biraz ağırdı evet ama vücut yapıma oldukça uygundu), Uyku tulumum ve matım vardı. Hatta çadırım da vardı, evde bıraktım. İhtiyaç listemdeki her şey evimde bulunuyordu, bazı bulunmayanları da yolda başkalarından bulurum diye satın almadım ya da arkadaşlarımdan edindim. Satın aldığım tek şey asker cüzdanıydı; yani ekipmanlar için harcadığım para sadece 5 liraydı.
Interrail Sırasında yapılan harcamalar
Interrail bütçe yönetimi için her zaman en büyük kuşku uyandıran kısım burası. Acaba üzerime alacağım para yetecek mi orada ne yapacağım ne yiyeceğim gibi bir çok soruyu barındırıyor içinde. Bu kısım aslında o kadar da abartılacak, hakkında roman yazılacak bir bölüm değil; biz Türkler fakirlikten abartıyoruz burayı. Üst kısımda Interrail’e 600€ ile çıktığımı söylemiştim; ve ilk 20 gün sadece 250€ harcadım. Bir kez sokakta yatmadım ve aç kalmadım. Bu süre içinde Berlin’den başlayıp Münih’e gidip, Oktoberfest’e katıldım, Venedik, Roma, Floransa ve Pisa’yı falan gezip Cinque Terre’de tatil yaptım ve ardından Nice, Monaco ve Marsilya olmak üzere baya bir yol kat ettim. Kalan 10 günde de 350€ ile krallar gibi yaşadım, hatta para dürtünce direk yarısını sadece Barcelona’da iki günde harcayarak krallar gibi eğlendim. Eğer o ana kadar bu kadar iyi para yönetimi yapacağımı bilseydim 30 günlük Interrail yolculuğuna 400€ gibi bir parayla da çıkabilirdim. Bu yüzden para konusunu dert etmeyin, Interrail biletin olduktan sonra günlük 10€ ile de hayatta kalmak mümkün.
1. Interrail’de konaklama masrafları
Öncelikle konaklama masraflarından bir şekilde kurtulmaya bakın, bunun en iyi yolu Couchsurfing kullanmaktan geçiyor. Couchsurfing kullanamıyorsan, garların güvenli olup olmadığını kontrol et; son olarak da ucuz hostellere ve kamp alanlarına bak. Hosteller genellikle 5€ ile 40€ arasında değişiyor. Interrail‘e yüksek sezonda gittiysen eğer 15€’nun altında hostel bulmak çok zor. Ancak Mayıs ve Eylül aylarında gitme şansın varsa, bizim gibi Roma’da 8€’ya, Barcelona ve Berlin’de de 9€’ya kalma şansı yakalayabilirsin.
Temel olarak Interrail’de Couchsurfing kullanabiliyorsan, kralsın.
2. Yeme içme masrafları
Bu kısmı hiç uzatmayacağım, Interrail sırasında nerede nasıl ucuz yemek yersin buna 1 Euro ile Avrupa ve Ucuz Yemek için 10 ipucu yazısından bakabilirsin. Ucuz yemek yemenin mantığı temel olarak hosteller ve süpermarketlerden geçiyor. Yemek yerken sadece aç kalmamak için yemek yemelisin, lezzet arıyorsan biraz parayı gözden çıkaracaksın. Interrail boyunca 30 gün kız arkadaşım ve ben genel olarak şu şekilde beslendik;
- Kahvaltı: Hostel’de (Cornflakes, kruvasan ya da ekmek, tereyağ, bal ve nutella) Kahvaltı sırasında bol su ve kahve tüketimi, buna ek olarak mataralara hostelden su doldurduk.
- Öğle: Hostel’den yanımıza mutlaka kahvaltıda ne varsa alıyorduk. Bir şey alamazsak eğer, nutella ve ekmek; ara sıra süpermarketlerden aldığımız konserve yiyecekler; ton balığı vs. En kötü de Mc.Donald’s (Bu öğün için max. 2€ ayırmıştık.)
- Akşam: Süpermarketlerden alışveriş yaptık hep ve hostelde diğer gezginlerle birlikte bir şeyler pişirip yedik. Genelde makarna, biraz peynir ve şarap takıldık. Bazen çorba yaptık. (Bu öğün için de max. 3€ ayırdık). Ayrıca hostel dolaplarında diğer gezginler Free to Use yazıp illa ki bir şeyler koyuyor; bunları da değerlendirmeyi ihmal etmedik.
Genel olarak bir gün içerisinde yemek için 5€ ile 10€ arasında bir harcama yaptık. Suya asla para vermedik, gerektiğinde susuz kaldık. Bu şekilde hayatta kalmak gayet mümkün. Sadece bir kez Nice’de 20€‘ya çantayı konserveyle, nutella ve ekmekle fulledim; 5-10 gün öğle yemekleri için idare etti.
3. Avrupa’da şehir içi ulaşım masrafları
Bir şehiri köşe bucak gezmek istiyorsanız mutlaka günlük kart almalısınız. Ancak bu sadece büyük şehirlerde geçerli bir durum, örneğin Floransa’da, Venedik’te, Pisa’da, Nice’te, Marsilya’da her yere yürüyerek gitmek mümkün. Ulaşıma para harcayıp harcamamak tamamen senin elinde. Bu bölüm için sadece büyük şehirlerde günlük 2-5€ diyebiliriz. Ayrıca risk alıp, bir çok şehirde toplu taşıma araçlarına kaçak da binebilirsin, biz de bir çok kez bindik, ama asla önermiyoruz.
4. MüzeÜcretleri
Interrail seyahatimiz boyunca bir kez bile müzeye girmedik. Zaten ileride yaşlanınca tur rehberleri eşliğinde tüm müzelere girip çıkacağımızı biliyoruz; siz de öyle yapın. Bugün bir çok müzeyi internet üzerinden 360 derece görebilmek mümkün; seyahate çıkmadan önce o müzeleri online gezerek aslında ne kadar gereksiz olduğunu kavrayabilirsin. Vatikan‘da 1 saat kuyruk bekleyip üstüne bir sürü para verip 2-3 tablo görmektense; o paralarla Cinque Terre‘de bir gece daha fazla kaldım ve harika vakit geçirdim. Müzeler, turist tuzağıdır. Öyle olmasaydı hiç bir müzenin ‘Ücretsiz Giriş Günü‘ olmazdı. İlla müzelere gireceksen, bu günleri takip et. Erasmus sırasında Louvre Müzesi‘ne gitmiştim, tam bir hayal kırıklığıydı. Picasso’ya, Da Vinci’ye ana avrat sövüp çıktım. Kahrolsun müzeler ve gereksiz pahalı giriş ücretleri.
5. Tren rezervasyon ücretleri (supplement)
Interrail’de bazı trenlere ne yazık ki rezervasyon yapmak gerekiyor. Interrail biletin var evet ancak bazı çakal ülkelerdeki özel tren şirketleri; hızlı trenlerde, bu bilete rağmen sizi tırtıklamaya devam ediyor. Bunlara Renfe, TGV, TrenItalia örnek verilebilir. Özellike Reservation Compulsory hızlı trenlerde mutlaka vermek durumunda kalıyorsun. Bu trenlerden kaçmak ve ücret ödememek mümkün ancak şöyle ki bu trenlere rezervasyon ücreti ödeyip bir yere 3 saatte varacakken; diğer trenlere rezervasyon ücreti ödemeyip 10 saatte varıyorsun. Biz bu tarz zaman farklılıklarında hep rezervasyon ücreti ödemeyi tercih ettik, seçim sana kalmış. Almanya bu konuda en rahat ülke, gece trenleri hariç neredeyse tüm trenlere rezervasyon ücreti ödemiyorsun. Ancak yine de RailPlanner’dan kontrol et sen.
Son olarak kendi harcamalarımdan bahsedeceğim. Şöyle bir geriye dönüp baktığımda 600€‘yla inanılmaz rahat bir Interrail yolculuğu yaptığımı görüyorum. Bu yolculuğun bir haftası sadece tatildi üstelik, yattım, denize girdim, güneşlendim ve eğlendim. Örnek olması açısından tek tek masraflarıma değinecek olursam;
- Berlin’de 1 gece, 2 gün boyunca: 20€ (Hostel dahil, şehir içi ulaşım kaçak)
- Münih’te 2 gece 3 gün boyunca: 40€ (Oktoberfest zamanı çift kişilik odada konaklama, açık büfe kahvaltı dahil+süpermarket masrafları; kaldığımız hotel Dillingen şehrindeydi, Münih’e 100KM uzaklıkta)
- Venedik’de konaklamasız 1 gün boyunca: 8€
- Roma’da 2 gece 3 gün boyunca: 45€ (Hostel, pizza, dondurma, süpermarket ve ulaşım dahil)
- Floransa 1 gece 1 gün: 30€ (Romantik bir akşam yemeği ve iki kişilik odada konaklama dahil)
- Pisa’da 2.5 Saat: 0€
- Cinque Terre’de 2 gece 3 gün: 80€ (Yarım asırlık tarihi hostelde dağ başında orman içinde deniz manzarası eşliğinde konaklama, süpermarket harcamaları, ulaşım kaçak)
- Nice’te 1 gece 2 gün: 30€ (Hostel, 20€’su Süpermarket Harcaması, Monaco dahil)
- Marsilya’da 1 gece: 15€ (Hostel dışında 0€ harcama)
- Barcelona’da 2 gece 3 gün: 140€ (Baya abarttık, hiç hostelde yemek yemedik, tapas paella falan gömdük, mekanlara gittik daha fazla detaya girmeyelim)
- Lyon’da 1 gece: 10€ (Couchsurfing)
- Bern’de 1 gece 2 gün: 50€ (İsviçre pahalıymış)
- Kassel’de 5 gece 6 gün: 50€ (Couchsurfing, bedava kahvaltı ve öğle yemekleri)
- Bielefeld’de 1 gece 2 gün: 0€ (+50€ Cep harçlığı, akrabalar sağolsun)
- Supplement Ücretleri: 50€
- Hayalet Harcamalar: 30€
Özet olarak iyi bir bütçe yönetimiyle Interrail’in pahalı bir seçenek olmadığını görebilirsin. Avrupa‘nın neredeyse tüm şehirleri; bu tarz parası olmayan ya da az parayla seyahat etmek isteyen gezginler için dizayn edilmiş. Dolayısıyla az parayla çok yer görmek mümkün. Daha fazla detaya yazacağınız yorumlara geri dönüş yaparak değinmeyi planlıyorum. Mutlaka düşüncelerinizi ya da siz Interrail’de kaç parayla nasıl gezdiniz yazın!